Yüzümdeki karanlık izi. Yokluğunun izi. Gelmeyişinin, çağırmayışının izi. Büzülmüş bir kalp taşıyorum rüzgarın, yağmurun, güneşin ve karın hışmına uğramış bedenimin bir yerinde. Issız, ıpıslak, taşları yaralı bir sokakta, duyulmamış bir ağıt yakıyor ellerim. Buz gibi susuveriyor gece. İnsan, yaşamaya mahkum edilmiş yalan. Ne duran ne koşan ne susan ne konuşan ağrılı, ateşli, titrek bir bekleyiş içinde, eriyip eriyip yeniden dökülen mum gibiyim, gözyaşları kendine karışan. Ayrılık diyorlar gülleri kül olan gülbağı bağbanının gülden yetimliğine. Terk etmek diyorlar, zalim bir elin tuttuğu keskiyle, bağlı olduğu yerden ipi kesilen çıtasız uçurtmanın gökyüzünün bilinmezliğine çaresizce yükselişine. Başka türlü bir bakış, başka türlü bir yağış, başka türlü bir gülüş, başka türlü bir tutuş, başka türlü bir çınlayış, başka türlü bir çarpılış içindeki çırpınış, kader kuşunun kanatlarından dökülen tüyleri, keder kuyusunun suyuna bırakıveriyor, kupkuru. Çocukluğun içinde saklanan ve bir türlü bu...
#Şarkı sözleri #Şiir sözleri #Lyrics #karaoke #Güncel Konular #Haberler #Güzel Hikayeler #Full Programlar #ivir zivir ne varsa #MefhumX #Mefhum