Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2007 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

cadilar-bayrami

Bir Amerikan filminde mutlaka karşınıza çıkmıştır. Ellerinde kovalar tutan ve ilginç kostümler giymiş küçük çocuklara "Büyü mü şeker mi?" diye sorulur. Çocuk "şeker" derse şeker verilir, "büyü" derse büyüğün çocuğu etkileyecek bir maharet göstermesi gerekir. Tahmin ettiğiniz gibi, Cadılar Bayramı'ndan ya da Hallowen'dan söz ediyoruz. Aslında Amerikalılara özgü bir gün olan Hallowen artık ülkemizde bile kutlanıyor. Myanmar'ın Cambaz Kediler Cadılar Bayramı ve Kediler Mumya Kediler Geri Dönüyor Peki Hallowen ile kediler nasıl ilişkilenmiştir? Hallowen eski bir Kelt geleneğidir. Ürünlerinin hasadını yapan çiftçiler ürüne ve ölülere şükran sunarlar. Ölüler ise siyah bir kedi biçiminde yaşama dönerler ve ele geçirecek bir ruh ararlar. Köylüler korkutucu giysiler giyer ya da korkutucu bir görüntüye bürünürlürse siyah kedinin korkup kaçacağına inanırlar. Bu Kelt geleneği, Hıristiyanlıkla birleşmiş ve Azizler Günü ile içiçe geçmiştir. Hıristiyanlık ina

Windows 22

اَلَمْ نَجْعَلِ اْلاَرْضَ مِهَادًا وَ الْجِبَالَ اَوْتَادًا وَخَلَقْنَاكُمْ اَزْوَاجًا فَانْظُرْ اِلَى آثَارِ رَحْمَةِ اللّهِ كَيْفَ يُحْيِى اْلاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا Küre-i Arz, bir kafadır ki; yüzbin ağzı vardır. Herbir ağzında, yüzbin lisanı vardır. Her lisanında, yüzbin bürhânı var ki; herbiri çok cihetle Vâcib-ül Vücud, Vâhid-i Ehad, herşeye, kadîr, herşey'e alîm bir Zât-ı Zülcelâl'in vücub-u vücuduna ve vahdetine ve evsaf-ı kudsiyesine ve esmâ-i hüsnâsına şehadet ederler. Evet arzın evvel-i hilkatına bakıyoruz ki: Mâyi haline gelen bir madde-i seyyâleden taş; ve taştan toprak halkedilmiş. Mâyi kalsaydı, kabil-i süknâ olmazdı. O mâyi taş olduktan sonra, demir gibi sert olsa idi kabil-i istifade olmazdı. Elbette buna bu vaziyeti veren, yerin sekenelerinin hâcetlerini gören bir Sâni-i Hakîm'in hikmetidir. Sonra tabaka-i turâbiye, dağlar direği üzerine atılmış, tâ içindeki dâhilî inkılâblardan gelen zelzeleler, dağlarla teneffüs edip, zemini hareketinden ve vaz

Ey hadsiz

Ey hadsiz acz ve nihayetsiz fakr içinde yuvarlanan bîçare insan! Rahmet ne kadar kıymettar bir vesîle ve ne kadar makbul bir şefaatçi olduğunu bununla anla ki: O rahmet, öyle bir Sultan-ı Zülcelâle vesîledir ki, yıldızlarla zerrât beraber olarak kemâl-i intizam ve itaatle, beraber, ordusunda hizmet ediyorlar. Ve o Zât-ı Zülcelâlin ve o Sultân-ı Ezel ve Ebedin istiğnâ-i zâtîsi var; ve istiğnâ-i mutlak içindedir. Hiçbir cihetle kâinata ve mevcudâta ihtiyacı olmayan bir Ganî-i Alelıtlaktır. Ve bütün kâinat taht-ı emir ve idaresinde ve heybet ve azameti altında nihayet itaatte, celâline karşı tezellüldedir.

Çivi..

Bir zamanlar oldukça kırıcı karaktere sahip bir çocuk vardı. Bir gün babası çocuğa bir çuval dolusu çivi vererek, her sinirlendiğinde ya da birisiyle münakaşa etmek durumuna geldiğinde bahçe çitine bir çivi çakmasını söyledi. Birinci gün çocuk bahçe çitine tam 37 çivi çaktı. İlerleyen haftalar içinde çocuk, kendisini kontrol etmeyi öğrenmeye başladı ve bahçe çitine çaktığı çivi sayısı hergün azalmaya başladı. Sonunda çocuk,her sinirlendiğinde bahçe çitine çivi çakmanın onu rahatlattığını ve kendisini kontrol etmesini kolaylaştırdığını farketti Ve nihayet çocuğun bahçe kapısına çivi çakmaya ihtiyaç duymadığı gün geldi. Hemen babasına gitti ve bugün bahçe kapısına hiç çivi çakmadığını söyledi. Babası ona bu kez de, bahçe kapısına çaktığı çivilerden her gün bir tanesini sökmesini söyledi. Çocuk sevincini ve kızgınlığını kontrol etmeyi başarmıştı.. Uzun günler sonra çocuk babasına gelerek bahçe kapısındaki tüm çivileri söktüğünü söyledi. Babası oğlunu bahçe kapısının önüne götürüp