Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Adres tarif etmek tarihe karışıyor

Adres tarif etmek yeri geldiğinde oldukça zahmetli bir iştir. Üstelik bir de küçük bir hatadan gidilecek yeri yanlış ifade etmek ve dahası adres soran kişinin yanlış algısı gibi sonuçlar pek olasıdır. Hemen herkesin bu tip bir durumla karşılaştığı muhakkak olmuştur. GPS bu durumun kısmen önüne geçmiş olabilir ancak herkeste de GPS destekli bir cihaz olmadığından bu husus kısmen geçersizdir. Ancak yazımızda ele aldığımız uygulama sayesinde adres tarif etmek yahut bulunduğunuz yeri başkasına anlatmak son derece kolay ve keyifli bir hâl alıyor.

TELEVİZYON YÖNETİCİLERİ IP TV'YE HAZIR MI?

Son birkaç yıldır Türkiye'de, televizyon yayın teknolojisini kökten değiştiricek hazırlıklar ve  çalışmalar yapılıyor. Türk Telekom başta olmak üzere teknoloji şirketleri rakiplerinden geri kalmamak, internet altyapısının sunduğu yeni imkanları değerlendirmek adına büyük yatırımlar yapmaya başladı. RTÜK başta olmak üzere yayıncılıkla ilgili resmi kurumlar da çalışmalarında son aşamaye geldi.. Peki ya televizyonlar... Konuyu daha iyi kavrayabilmek için IP TV'yle ilgili temel bilgilere göz atmak gerekiyor... IP TV NEDİR? IP TV, televizyon yayınlarının kablo TV, uydu veya havadan hedef kitleye iletimi yerine internet geniş bant altyapısı kullanılarak gerçekleştirilen yayın sistemidir. Yayıncılar açısından bakıldığında IP TV, bir TV ekranı vasıtasıyla sayısal televizyon kanallarını  evdeki kullanıcıya dağıtmak için yeni bir platformdur. Bazı durumlarda mevcut uydu kablo ve karasal sistemler ile etkin bir rekabetçi olma potansiyeline rağmen IP TV bu tür sistem

Gerçek bir Olay

Bu olay 14 ekim 1998 de kıtalar arası bir uçuş esnasında gerçekleşmiş. "Bir kadın, uçakta zenci bir adamın yanında oturuyordu. Durumdan rahatsızlığını belli edercesine, hostesten başka bir yer bulmasını istedi, zira öylesine antipatik birinin yanında oturamazdı. Hostes, tüm uçağın dolu olduğunu fakat birinci sınıfta yer olup olmadıına bakacağını söyledi. Diğer yolcular şaşkınlık ve tiksintiyle olayı izliyorlardı, bu kadının sadece terbiyesizliğine değil, bir de birinci sınıfta yolculuğu devam edeceğine şahit oluyorlardı. Zavallı adamcağız çok kötü bir durumda olmasına rağmen cevap vermemeyi tercih etti. Bu yüksek tansiyondaki durumda kadın, birinci sınıfta ve o adamdan uzak uçabileceğinden tatmin olmuş, hostesin dönmesini bekliyordu. Birkaç dakika sonra geri gelen hostes, kadına: "Çok özür dilerim geciktim.Birinci sınıfta bir yer buldum… Bu yeri bulmak biraz zamanımı aldı, sonra yer değişikliği için pilottan izin almam gerekiyordu. 'Hiç kimse sorun yaratan

GÖKDELEN İNŞA EDEN KÖR TERMİTLER

T ermitler karınca kadar küçük böceklerdir, ama buna rağmen çok beceriklidirler. Örneğin resimlerde gördüğünüz kuleye benzeyen yüksek yuvaları bu küçücük canlılar yaparlar. Dış görünüşlerine bakarak bunların basit yuvalar olduklarını sakın düşünmeyin. Çünkü termitler yuvalarını bir plana göre yaparlar. Özel çocuk odaları, mantar üretme bölümleri ve kraliçe odası termitlerin yuvalarındaki parçalardan birkaçıdır. En önemlisi de termit yuvalarında çok özel bir havalandırma sistemi vardır. Çünkü derileri çok ince olan termitlerin nemli havaya ihtiyaçları vardır. Bunun için yuva içi sıcaklığını ve nemi belli bir oranda tutmaları gerekir. Aksi durumda termitler ölürler. Özel kanallarla havayı yuvanın içinde dolaştırarak ve yer altında açtıkları tünellerden gelen suyu kullanarak sıcaklığı ve nemi ayarlarlar.  Termitlerin özelliklerinden bir tanesi de yüksekliği kimi zaman 7 metreye kadar ulaşan yuvalarını çok iyi korumalarıdır. Yuvanın duvarlarında bir delik açıldığında hemen alarm verilir.

DUYGUSALLIK ŞEYTANIN BİR SİLAHIDIR

D in ahlakından uzak toplumlarda çoğu zaman doğrular yanlış, yanlışlar ise doğru olarak tanıtılır. Allah'ın hoşnut olmayacağı, hatalı bir tavır takdir ve teşvik görürken, güzel bir tavır ise son derece sıradan karşılanabilir, hatta eleştiri konusu olabilir. Eğri ve doğruların birbiriyle karışması, dinden uzak yaşayan toplumlarda sıkça rastlanan hatta genel yapıyı oluşturan bir durumdur. R omantizm de "doğru" zannedilen yanlışlıklardan biridir. Romantizm cahiliye toplumları içinde şefkatli, iyi insanlara has, güzel bir özellik gibi gösterilir. Oysa bir insanın karşılaştığı olaylara duygusal bir yaklaşım göstermesi, bu sitede tüm detayları ile inceleyeceğimiz gibi, her yönden son derece tehlikelidir. Çünkü romantizm, insanlar için en önemli ve hayati özelliklerden biri olan "aklı" tamamen devre dışı bırakır. Onlardan güç yetirdiklerini sesinle sarsıntıya uğrat, atlıların ve yayalarınla onların üstüne yaygarayı kopar, mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol ve on

ABD esrarengiz yeni uzay aracını deniyor

Uzay mekiklerinin bu yılın sonunda emekliye ayrılmasından önce üretilen yeni uzay aracı , şimdiye dek gizli tutulan bir proje olsa da Cape Canaveral'daki fırlatmanın ardından epey ses getirmesi bekleniyor. Uzmanlar, aslında bir NASA projesi olan X-37B Yörünge Test Aracı isimli robot uzay aracının uzayda ne kadar kalacağının, görevinin ne olacağının ve ne amaçla tasarlandığının bilinmediğine işaret ederken, çok sayıda ülkenin , özellikle Çin' in uzayın askeri amaçlı keşfine soyundukları bir dönemde, bu uzay aracının spekülasyon konusu olabileceğini belirtiyor.    Ancak deneme uçuşunun başarılı olmasının, yörüngeye yeniden kullanılabilir ticari uzay gemilerinin gönderilmesi yönünde önemli bir gösterge olacağını ifade eden uzmanlar, 10 yılı aşkın süredir üzerinde çalışılan ve yüz milyonlarca dolar harcanan X-37'nin uzaydan silah atabilecek bir tür insansız savaş uçağı olarak da kullanılabileceğini kaydediyor.    Amerikan Hava Kuvvetleri

Tropikal ormanlarda 123 yeni tür keşfedildi

WWF yayımladığı açıklamada, yeni türlerin 2007 'den beri Borneo'yu paylaşan Malezya, Endonezya ve Brunei Sultanlığının koruması altında bulunan ve "Borneo'nun Kalbi" adı verilen 220 bin kilometrekare yüzölçümündeki yoğun ormanlık alanda keşfedildiğini ve kayda geçirildiğini belirtti. Ayda ortalama 3, son üç yılda 123 ve 15 yıldan bu yana 600 yeni tür keşfettiklerini kaydeden WWF'nin "Borneo'nun Kalbi" programının sorumlusu Adam Tomasek, yeni türlerin Borneo'daki biyoçeşitliliğin zenginliğini gösterdiğini ve kanser, AİDS gibi hastalıkları iyileştirmeye katkı sağlayabilecekleri umudu yarattığını kaydetti. Borneo'nun Kalbi, dünyanın başka yerinde bulunmayan 10 ayrı tür primat, 350'den fazla kuş, 150 sürüngen ve amfibyen ile 10 bin civarında bitkiye ev sahipliği ediyor. Yeni keşfedilen türler arasında 2008 'de gün ışığına çıkarılan, akciğerleri bulunmayan ve derisiyle nefes alan düz kafalı 7 c

Hayvanların Toplu davranış biçimi

Hayvanların toplu davranış temelde bireysel bireylerin davranışları farklıdır. mülkiyet kadar bize Stae veya nüfus doğasında anlaşılmaz olur "ya da" otoriter darbe "olan bazı bireyler tabidir" ortak denir. , Ağızdan kesinlikle tanımlanan rota aşağıdaki göçmen kuşların veya çekirgeler bulut sürüleri izlemek, bilim adamları hala soru - ne onları kene yapar? Cevap veremez Swarms unerringly kum ve orada yiyecek yeşil vadiler, çöllerden yollarını bulmak. Bu genetik hafıza veya içgüdüsü, ancak izah edilebilir ayrı ayrı bir kafileyle çekilmek durumunda garip şey:, hemen onun yönünü kaybeder ve rastgele bir tarafı ya da diğer içine atmaya başlar. Ayrı ayrı hiçbir yönü bilir, hiçbir amacı bu. Fakat onu nasıl paketi bilecekler?

KARANLIK

Bay(K) gittiği yerden gelmek bilmiyordu. Onun dünyasında zaten ben bir hiçtim, hiçin kısır çölündeki bu boşlukta yaşadıklarım, gerçek dünyada beni bir nokta kadar küçültmüştü. Var olmanın hafifliği idi bu! Bu küçük karanlık dünyada da, onu beklerken zevkin getirdiği karanlık aydınlanmıyordu bir türlü. İçimdeki kabaran okyanusun dalgalarından o bir Afroditi yaratmıştı! Doğurtmuştu! Sonra kıyıya fırlatıp atıvermişti. Zamanının yokluğundan mı? Bulunduğu ortamın yetersizliğinden mi? Bir türlü görüşemiyorduk. Tatile çıkmıştı. Tatil dönüşünü bekleyerek, hep ileride görüşeceğimizi umarak, hayal ederek günlerimi geçiriyordum. Gözlerimi kapamak karanlığın sonsuz çeşitliliğinde kaybolmak için elime kalemimi almam yeterliydi. Gözlerimi açtığımda beynim ve bedenim her parçası zevkten erimiş olarak kağıda dökülmek istiyordu. Artık beynimle birlikte bedenimde boşalıyordu. �lmak Şehrinde Şey Olmak�için gidilen bu yolculukta zevkin çok önemi vardı. Gerçek dünya ile iletişimimi kestiğim v

Benide severmisin?

Ey Rasul Sana bakan gözler ne güzel gözlerdi... Seni seven gönüller nasılda kaynıyordu SEN diye... Hasretleri , bağlılkları öylesine derindi ki; SEN, göçtükten sonra bile nefes alışlarında SEN, kalplerinde SEN, dillerinde SEN vardın... Dostun Hz. Ebubekirin bağlılığını düşünüyorum... Ölümle yüzyüze geldiğinde O yine SENİ düşüyor adını sayıkllayarak ’Resulallah ne haldedir’ Diyordu... Kendi acılarını unutacak kadar çok seviyordu SENİ... Miraçtan döndüğünde , senin dostun böyle söylüyor dediklerinde ’O söylüyorsa doğrudur’ diyerek bağlılığını gösteriyordu... Hicret ederken SANA bir şey olursa diye canını ortaya koyuyor her yönden kollamaya kurumaya çalışıyordu SENİ... Hangisi sevmedi ki seni? Hangisi ; ANAM BABAM SANA FEDA OLSUN YA RASULALALLAH demedi ki? Ne Çok seviyorlardı Seni Ey Rasul.... Sende Onları... SENİ Onlar kadar sevmek istiyorum Ya Rasulallah... Onlar kadar bağlanabilmek istiyorum... Kıyaslanamaz onların sevgisiyle sevgim... az kalır ,

Seninle olmanın en güzel yanı

S eninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun? Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek. Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun? ''Seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek. Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun? Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek... Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun? Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak. Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun? Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek. Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun? Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara

Modelimiz Hz. Muhammed

Ö nümüzdeki günlerde kutlanacak olan Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri öncesinde İrfan Eğitim Yardımlaşma ve Dostluk Derneği (İRFANDER) tarafından “El-Emin” isimli program düzenlendi. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV)’in Emin sıfatının detaylı bir şekilde anlatıldığı programa katılımın oldukça yoğun olduğu gözlendi. Programın açılış konuşmasını yapan İRFANDER Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Hüseyin Çelik, “Derneğimiz rahmetli Mahmut Esat Coşan hocamızın verdiği işaretle eğitim, kültür, yardımlaşma ve dayanışma faaliyetlerinde bulunmak üzere 2001 yılında kuruldu. Kuruluş gayesi doğrultusunda gençlere yönelik eğitim seminerleri düzenlenmekte, bunun yanında eğitimlerine katkı sağlamak için burslar temin edilmektedir. İnsanlar arasında dostluğu pekiştirmeye yönelik çalışmalara da imza atan derneğimiz, bu amaç doğrultusunda Hz. Muhammed (SAV)’i anmak için El-Emin programını düzenlemiştir. Programın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyor, programın hayırlara vesile olmasını di

Kedileri Bile Okumuş...

Geçen haftasonu güneşi görünce ucundan kenarından elbette kendimizi hemen dışarı attık. Ege'cim bütün hafta eve tıkıldı diye de her zaman olduğu gibi -zevkle- ona göre bir plan yaptık. Eşimin halasının Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olması nedeniyle her fırsatta o şahane manzarayı görmek bizi çok rahatlatıyor. Yani Reyhan Halamızla Boğaziçi Üniversitesi'ne gittik. Ege kendini attı çimlere. İki üniversite öğrencisi kızın topunu alıp oynama kalkıştı. (biz de onlara Ege'nin topunu verdik de iş halloldu) Sonra küçük bir kızın bisikletine sataştı. Ayaklarının pedallara yetişmemesi Ege için değil de babası için biraz sorun yarattı tabii. Bu arada da Manzara'da da bişiyler yedik. Bütün kedileri de doyurduk ayrıca. Ama biri yanımızdaki banka oturup gazete okumayı tercih etti (!) Hem de sanat sayfasını... Allahım, bu üniversitenin kedileri bile okumuş :)

Aşk Deprem Gibidir

Aşk Deprem Gibidir Ne zaman kimi vuracagini asla bilemezsiniz. Gece yarisi aniden, dipten yukselen cos kulu bir dalga gibi kabarir içinizde. Toprak ayaginizin altindan kayiyor gibi olur ve en hazirliksiz oldugunuz anda bütün siddetiyle vurur. Sarsilir, neye ugradiginizi sasirirsiniz. Heyecan,korku, kararsizlik, cesaret, aci, ofke,huzun,merhamet, siddet kaplar bir anda dunyanizi. Es dost yardima kossa da kolay toparlanamazsin. Bittiginde agir bir enkaz birakir geride. Daha kotusu, "tamamen bitti" sandiginiz sarsinti, hafif bir siddette artci soklar halinde yillarca surebilir. Kalbinizdeki kirik hat ara sira yoklar yeniden... Can Dündar

Bediüzzaman'ın hayatı film oluyor

Bediüzzaman Said Nursi'nin hayatını anlatan 'Hür Adam'ın çekimlerine mayısta başlanacak. Biyografik bir çalışma olan filmin senaryosunda Üstad'ın daha çok sürgünler, savaşlar ve kamplarda geçen 40-70 yaş dönemi perdeye taşınacak. Minyeli Abdullah ve Sürgün gibi filmlerin yönetmeni Mehmet Tanrısever şimdi de 'Bediüzzaman Said Nursi'nin hayatını anlatan "Hür Adam" için kolları sıvadı. Biyografik bir çalışma olan filmde , Üstad'ın; eski Said, yeni Said ve üçüncü Said olarak bilinen üç dönemi yer alıyor. 'Hür Adam' daha çok Üstad'ın sürgünler, savaşlar ve kamplarda geçen 40-70 yaş dönemi ağarlıkta. Çalışmalara dört ay önce başlayan teknik ekip başta mekanlar olmak üzere, animasyon sahneleri , deneme çekimleri ve oyuncular üzerinde çalışıyor. Story Board denilen anahtar sahnelerin seri halindeki tasarımı hazır. Mayıs sonunda çekimlerine başlanacak filmin sekiz haftada bitirilmesi planlanıyor. Filmin gişedeki başarısını

Kütüphaneci

Yıl 1943. Genç Mustafa’nın tayini kütüphaneci olarak Ürgüp Tahsin Ağa Kütüphanesi’ne çıkar. Devlet memurluğu o dönemde süper bir şey, çünkü özel sektör falan yok. Bizimki kütüphanede heyecanla okurları bekler; bir gün olur, beş gün olur, gelen giden yok. Etraftakilerle konuşur, herkese anlatır: “Bakın kütüphane bomboş duruyor, gelin kitap okuyun.” Gelen giden olmaz. Amirlerine durumu bildirir. – Kardeşim otur oturduğun yerde, maaşını düzenli alıyon mu, almıyon mu? – Alıyorum. – Eee, o zaman ne karıştırıyon ortalığı, gelen giden olsa maaşın mı artacak? Başına daha fazla bela alacan, o kütüphaneye yıllardır kimse gelmez zaten. 23 yaşındaki genç memur “Ne yapayım, ne yapayım?” diye düşünür durur. Sonunda aklına bir fikir gelir, eşine söyler. Eşi önce “Deli misin bey?” der, ama kocasının bir şeyler üretme, işe yarama çabasını yakından görünce fikri kabullenir. O dönem d evletteki amirlerinin çıkardığı tüm engellerin tek tek, binbir güçlükle üstesinden gelir. Çünkü o zam

Hiç de film gibi gelmedi bu hareketler.

Türk sinemasına yön vermeye çalışan, vermesi beklenilen, hadi bilemediniz/en kötü ihtimalle umut edilen, yönetmen/yazar/oyuncu/yapımcı tayfası zaman zaman gişenin ve satılacak bilet sayısının büyüsüne kapılabiliyor. Bunun son örneği, her pazar seyircisiyle buluşan ve skeçlerden oluşan Çok Güzel Hareketler Bunlar programının film versiyonu “Çok Filim Hareketler” bunlar. Her şeyden önce, bir grup genç beyinin (Yılmaz Erdoğan önderliğinde) bir araya gelip, hem yazıp yönettikleri, hem de oynadıkları, bir tiyatro sahnesinde seyircili çekilen (seyircinin tepkisini anında alan) Çok Güzel Hareketler Bunlar, uzun zamandır Türk izleyicisinin beğeniyle seyrettiği televizyon programlardan. Burası kesin… Ancak keşke beyazcamdan beyazperdeye transfer olmasalarmış! Zira sinemanın olanaklarından yararlanmak dışında bir adım öteye geçemeyen, talihsiz bir çalışma olmuş. Ne tesadüftür ki, filmin açılışında aynı zamanda programın da anlatıcısı/sunucusu/takdimci

Bir yıldızın ölümü

Bulutsuz sakin bir gece vakti bir de gökyüzünde bol bol yıldız görünüyorsa, herkesin içine bir mutluluk ve huzur gelir. Bize evrenin büyüklüğünü ve gizemini anımsatan bu gök cisimleri aslında göründüğünden daha farklı bir yapıya sahip. Bize her ne kadar ufak pırlantalar gibi gözükse de yıldızlara yakından baktığımız zaman onların güneşimizden bir farkı olmadığını görüyoruz. Bir yıldızın yutuluşunu tasvir ettiler Aslında bu gök cisimleriyle ilgili bilmediğimiz diğer bir ayrıntı ise en romantik anlarınıza eşlik eden yıldızlarının bazılarının bundan çok önce ölmüş olabilecekleri . Bu izlediğimiz görüntüler yıldızın uzaklığına göre ışık hızının boşluktaki hızı ile bize ulaşan görüntüsüne dayanıyor. Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net 'in yayınladığı video uzmanların teorilerine göre hazırlanan bir animasyonu gösteriyor. Kara deliğin olay ufku içerisine giren bir yıldızın, yavaş yavaş nasılda yok olduğunu videoda izleyebiliyorsunuz . İşte gökyüzünün ışık kaynakları

İlk Kürtçe film Min Dit'e büyük ödül

Jürinin hikayesi , sürpriz olay örgüsü, verdiği mesaj ve başarılı oyuncuları dolayısıyla ''Min Dit''i festivalin büyük ödülü ''Grand Prix'' ile onurlandırdığını ifade eden Bezar, jürinin filmin geniş bir izleyici kitlesine ulaşması temennisinde bulunduğunu belirtti. Filmin yönetmeni Miraz Bezar, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, festivalde , Saraybosna'da en iyi film ödülü alan ''Eastern Plays'' filminin üçüncü ''The Sconting Book For Boy'' filminin de ikinci olduğunu söyledi. Ödül törenine filmin Türkiye vizyonu nedeniyle video bağlantısıyla katıldığını anlatan Bezar, törenin ardından ''Min Dit''in Çek Cumhuriyeti'nde vizyona gireceğinin açıklandığını bildirdi. Bu ödülle birlikte filmin ulusal ve uluslararası 7 ödüle ulaştığını, Prag Film Festivali 'nin kendisi için çok önemli olduğunu vurgulayan Bezar, ''Almaya'da çocukluğumda hatırladığım en güzel mas

Bir günde 10 bin satan kitap

Yeni Asya Neşriyat, Bediüzzaman Said Nursî'nin "Kâinata değişmem" dediği talebesi Zübeyr Gündüzalp'in hususî notlarından oluşan Nefis Muhasebesi adlı kitap için bir kampanya düzenledi. Satış ve Pazarlama Sorumlusu Selahattin Ümütlü'nün verdiği bilgiye göre; 1.5 liradan satışa çıkarılan kitap, bir günde on bin sipariş adediyle satış rekoru kırdı. Vefatının 39. yıl dönümünde rahmetle anılan dâvâ adamı Zübeyir Gündüzalp'in "Nefis Muhasebesi" isimli eserinin ilk 10.000 adedini, 1,5 TL ile okuyucular ile buluşturmayı planlayan kampanya beklenenin üstünde bir ilgi gördü. Daha basıldığı ilk gün 10.000 adet sipariş alma başarısına ulaştı. Satış Pazarlama Müdürü Selahattin Ümütlü "Gelen siparişlerden memnun olduklarını ve bu ilgiye layık olmak için ellerinde gelen gayretleri göstereceklerini belirtti. Gelen yoğun siparişler nedeniyle ek baskı yapacaklarını söyledi." Eser hakkında: Nefis Muhasebesi, Bediüzzaman Said Nursi'nin "

İstanbul'un altından tarihi hazine çıktı

Nesrullah SONAY'ın haberi Marmaray İstasyonu inşaat alanında bilinen ilk İstanbullu’ya ait 8 bin 500 yıllık mezarın bulunması çalışmalara büyük önem kazandırdı . Yenikapı Marmaray İstasyonu inşaat alanında geçen yıl bilinen ilk İstanbullu’ya ait 8 bin 500 yıllık mezarın bulunmasının ardından kazı çalışmaları büyük önem kazandı . Tüm dünyadan onlarca araştırmacı tarihi değiştiren kazılara katılmak için başvuru yaptı. Proje sorumlusu Prof. Vedat Onar, “Marmaray’dan bile önemli tarihi bulgulara ulaştık. Bundan daha değerli ne olabilir” dedi... Asrın projesi olarak bilinen Marmaray projesi kapsamında Yenikapı’da devam eden arkeolojik kazı çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Özellikle Yenikapı’da devam eden kazı çalışmaları tüm dünyanın ilgi odağı haline geldi. Dünya basını çalışmaları yakından takip ederken yabancı bilim adamları da ortak çalışma yapmak için teklif yağdırıyor. Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayacak Marmaray Projesi kapsamında Yenikapı’da gün yüzüne

Aşkın Gözü Kördür

Bir gün Delilik yakin dostlarını kahve içmek üzere evine davet etmiş.Herkes gelmiş. Kahveler içildikten sonra Delilik dostlarına saklambaç oynamayı önermiş. -Saklambaç mı? O da nedir? diye sormuş Merak. -Saklambaç bir oyundur. Sizler saklanırken ben yüze kadar sayacağım.Saymayi bitirdiğimde ilk bulacağım kişi benden sonraki ebe olacaktır. Korku ve Tembellik dışındakiler Delilik'in önerisini derhal kabul etmişler. -1..., 2..., 3... diye yüksek sesle saymaya başlamış Delilik. Acelecilik, ilk bulduğu yere kendini atıvermiş. Utangaçlık, her zamanki alışkanlığıyla bir ağacın gölgesine ilişmiş. Neşe, bahçenin orta yerine doğru yönelmiş. Hüzün, saklanacak yer bulamadığından ağlamaya koyulmuş. Kıskançlık, Basari'nin peşinden giderek yanıbaşındaki bir kayanın ardına sığınmış. Delilik saymayı sürdürmüş... Umutsuzluk, Delilik'in doksan dokuza geldiğini duyduğunda iyiden iyiye umutsuzluğa kapılmış. -YÜZ ! diye haykırmış Delilik, Saklanmayan ebedir, aramaya başlıy