Ana içeriğe atla

El-Adl

“Bütün icraatları hak ve adalet üzere olan.”
“Her hak sahibine hakkını veren ve haksızları cezalandıran.”
“Ey iman edenler, âdil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın.” (Mâide Sûresi, 5/8)
Allah Adl’dir. Adaleti sonsuz kemâldedir ve onun ötesinde bir adalet düşünülemez.
Nur Külliyatında adalet iki temel esasa ayrılarak incelenir: ‘İhkak-ı hak’ ve ‘zalimleri cezalandırmak.’
İhkak-ı hak, her hak sahibine hakkını en güzel şekilde vermek demektir.
Allah, ağacın dallarından, güneşin gezegenlerine, Cennetin tabakalarından, Cehennemin menzillerine kadar her şeyi lâyık mevkiine koymuştur.
Bunun bir küçük misalini de insanda sergilemiş, her organı yerli yerine koymuş, vazife yapması için gerekli olan bütün şartları en güzel şekilde hazırlamış ve ihtiyaçlarını görmüştür.
İnsanın simasında, göz ile kulağı nasıl adaletle yerleştirmişse, ruhunda da akıl ve hafızayı aynı adalet ölçüleriyle yaratmış ve her birine uygun vazifeleri yüklemiştir.
Varlık âleminde adaletini en güzel şekilde gösteren Allah, kullarının amellerine de adalet üzere karşılık verecektir.

“Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir. Her kim de zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.”( Zilzâl Sûresi, 99/7-8)
Adalet denilince bunun zıddı olan zulüm hatıra gelir. Zulüm, ‘başkasının mülkünde, izni olmaksızın, tasarruf’ etmek demektir. Allah zulümden münezzehtir; çünkü bütün mülk âleminin tek sahibi ve yaratıcısı O’dur.
Bütün esmâ-i hüsna gibi, Adl isminin de diğer isimlerlerle yakın ilgisi vardır. Bunu kısaca şöyle ifade edebiliriz:
Azîz, Cebbâr, Celîl, Kahhâr, Kadîr, Muktedir, Muntakîm... olan Allah, adaleti en kâmil mânâda tatbik eder.
Rahmân, Rahîm, Kerîm, Latîf, Halîm, Ğaffar... olan Allah, bir kulunu Cehenneme koyarsa, o kul bunu hak etmiş demektir.
Bir insanın Adl isminden feyiz alabilmesi için, öncelikle kendisine ilâhî bir ihsan olarak verilen bütün organlarını, akıl, kalb, hayal, hafıza gibi manevî cihazlarını, sevgisini, korkusunu ve daha nice hislerini yaratılış gayelerinde kullanması gerekir.
Ancak o zaman, ‘her şeyi yerli yerine koymak ve her hak sahibine hakkını vermekle’ adalet etmiş ve zulümden kurtulmuş olur.
Aklını başkalarını aldatmaya ve onlara haksızlık etmeye yoran bir insan, öncelikle kendi aklına zulmetmiş olur. Çünkü, o akılla nice ilimler tahsil edebilir ve faydalı işler yapabilirdi. Böylece, hem dünyasını hem de ahiretini mamur etmiş olurdu. Muhatabına zarar vermekle ettiği zulüm ise ikinci derecede kalır. Çünkü, kendi aklına verdiği zarara karşılık muhatabının, meselâ, malına zarar vermiş olur.
Yine, bir insanın âdil olabilmesi için, maddî imkânlarını da adalet üzere kullanması, israftan sakınması, fakirin hakkı olan zekâtı eksiksiz vermesi gerekir. Zekât vermeyen insan, hem kendi nefsine, hem de muhtaçlara zulmetmiş demektir.
Adaletin ikinci şubesine gelince, elinde hüküm ve infaz yetkisi bulunan kimseler, ‘zalimlere hak ettikleri cezayı vermek’ ve bunu yaparken de aşırı giderek zulme girmemek suretiyle, Adl ismine mazhar olur ve bu isimden ayrı bir feyiz alırlar. Sorularla İslamiyet

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İbrahim Tatlıses Filmleri

İbrahim Tatlıses Filmleri,İbrahim Tatlıses Filmleri izle,yeşilçam hülya avşar -İbrahim Tatlıses Filmleri,türk sineması İbrahim Tatlıses Filmleri,eski nostalji İbrahim Tatlıses Filmleri Bu Bölümde ibrahim Tatlisesin Cevirdigi Tüm Filmler Yeralmaktadir. Filmleri izleye Bilmek icin Resimlere Tiklayiniz. Bazi Filmler 2 Cd Olarak Eklenmistir. Filmin Devamini izleye Bilmek icin Hemen Yanindaki Resimi Tiklayarak Filme Devam Baka Bilirsiniz iyi izlemeler. Burdaki Filmler Tanitim Amaciyla Sunulmustur. Sanatcilara Destek Vermek icin Orjinal Cd lerini Satin Almanizi Tafsiye Ederiz. Sitemizdeki Filmlerimizin Yüzde 99 u Nostalji Agirlikli Filmlerdir. Alisan - 1982 ibrahim Tatlises - Yaprak Özdemiroglu - Yaman Okay - Savas Akova Ali Tutal - Zeynep Irgat - Alev Gürzap - Hamit Yildirim ALLAH ALLAH - 1987 ibrahim Tatlises - Melike Zobu - Mehmet Ali Erbil Neslihan Acar - Neriman Köksal - Hüseyin Kutman Asiksin - 1988 ibrahim Tatlise...

Ezo sözleri

Nurettin Rençber Ezo Şarkı Sözleri: Sordum seni yıldızlara ay ışığına  Dediler : " Tam bin yıldır görmedik onu"  Sordum kadim kitaplara tozlu raflara  Dediler : " O bizden önce buralardaydı"  Mağrur bir uçurum oldu kalbim  Sen gittin gideli buralardan  Ayrılık ne yaman bir ateşmiş  Ne olur dön gel Ezo  Oy Ezo ! Yalnızlık ezım Ezo  Oy Ezo ! Görmüyor gözüm Ezo  Oy Ezo ! Tutmuyor dizim Ezo  Tükendim dön gel Ezo  Ceylanları emziren bir peri gibi  Kollarında uyut beni İblis'e inat  Hey ! Rüzgarın sevgilisi , orman çiçeği  Hasretim sensin , gurbetim sen , günışığım sen  Mağrur bir uçurum oldu kalbim  Sesin döner içimde kurşun gibi  Ayrılık ne yaman bir ateşmiş  Ne olur dön gel Ezo  Söz - Müzik : Nurettin Rençber Ezo   Nurettin   Şarkı   S özleri

Nurettin Rençber - Ayrılık Vakti

Vakti geldi ayrılığın  Ne yapsak boş  Kurtulamaz bu sevda  Bu amansız rüzgardan  Anla beni  Geçmişteki günlerimiz  Birer birer hayal oldu  Birer birer yalan  Gözlerindeki yaşı sil canım  Beni burda bırak git  Gereksiz artık anlamı yok sözlerin  Bu aşk gömülmeli  Oysa senle  Çok zamanlar paylaşırdık  Acıları umutları  Hiç usanmadan  Yüreğimde saklı kalan anılarla  Gidiyorum bu şehirden  Sevgilim hoşça kal