Ana içeriğe atla

Yaşam Bir Araç Olunca

Türkiye’nin değişik yörelerinde konferanslar ve seminerler veriyorum. Odaya girip yüzlere baktığımda çoğu kez “formül bekleyen insanlar” görüyorum; çocuğunun derse çalışması, söz dinlemesi, parasını çarçur etmemesi, odasını toplamasıyla ilgili reçete isteyen insan yüzleri. Konuşmamdan sonra bana sorulan sorular da, doğal olarak, konuşmamla hiç ilişkili olmayan, çocuklarıyla ya da eşleriyle ilgili bir sorunu çözmek için formül isteyen sorular soruyorlar.
Sanki şöyle düşünen insanlarla çevrilmiş durumdayım: Bir gemi görüyorlar, bu geminin görünüşüne, büyüklüğüne, taşıma gücüne, hızına, kazandırdığı paraya hayran oluyorlar. Sizin de böyle bir geminiz olmasını ister misiniz, diye soruyorsunuz, “Evet, çok isteriz,” diyorlar.
Bu gemiyi yapan insan düşüncesinin temellerini anlatmaya başlıyorsunuz; bu düşüncenin gelişim tarihini ve koşullarını anlatıyorsunuz. Aynı koşullar oluşturulursa, bu toplumun da böyle gemi yapan insanları olacağını göstermeye çalışıyorsunuz. Bakıyorsunuz, salonda kimse kalmamış. Araştırıyor, soruyorsunuz, bu konuşmayı niçin dinlemek istemediler, nedenini anlamak istiyorsunuz. Yüzünüze hayretle bakarak söylüyorlar, biz gemi istiyoruz, sen bize laf anlatıyorsun, diyorlar.
Çoğumuz Batı uygarlığının üreticiliğine ve tüketiciliğine imreniyoruz; fabrikalarımız, evlerimiz, sokaklarımız, trafiğimiz “uygar” dediğimiz o ülkelerdeki gibi olsun istiyoruz. Böyle bir yaşam nizamı üreten temel düşüncenin tarihini ve oluşma koşullarını anlatan bir düşünür konuştuğu ve yazdığı zaman ise çok sıkılıyoruz. Kaybedecek zamanımız yok diyoruz, biz hemen uygar olmak istiyoruz.
Eğitimle ilgili yazmak isterken yukarıda yazdıklarım hemen aklımla geliverenler. Eğitimle ilgili olarak düşünürken iki farklı yaklaşımın olduğunu biliyorum. Birinci yaklaşım “öğrenciye vermek modeli” üstüne kuruludur. Bu, gemi isteyen topluma gemiyi vermek gibidir. Gemi isteyen bu toplum, uygar olmayı sahip olduğu gemi türü araç ve gereçlerle tanımlar; uygarım çünkü gemim var; uygarım çünkü uçağım var; uygarım çünkü Avrupa’nın en büyük alışveriş merkezi bizde, vb. Bu eğitim modelinde öğrenci, şöyle düşünür: eğitilmiş, aydın biriyim, çünkü malumat ölçen sınavlardan geçtim ve diploma aldım. Malumat gemi, uçak, alışveriş merkezi gibi bir “sonuç”tur.
Eğitimle ilgili ikinci yaklaşım “öğrenciyi bilgiyi almaya hazır hale getirmek ve keşfettirmek modeli,” üstüne kuruludur. Bu yaklaşım gemi isteyen topluma geminin görünüşünün arkasındaki düşünce sistemini keşfettirmeye benzer. Bu toplum uygarlığını düşünce sisteminin üreticiliğiyle tanımlar; uygarım çünkü gemi yapabiliyorum, uygarım çünkü uçak üretebiliyorum, uygarım çünkü karmaşık bir büyük kentin tüm gereksinmelerini planlayarak karşılayabiliyorum, vb. Bu eğitim modelinde öğrenci şöyle düşünür: eğitilmiş, aydın biriyim, çünkü mesleğimle ve yaşamımla ilgili sorunlar üzerinde düşünebiliyor, çözümler üretebiliyor ve uygulayabiliyorum.
Neden bir toplum insanın gelişmesine, düşünmesine, sorunları anlayıp çözüm üretebilmesine önem verirken, bir başka toplum sadece nesnelere, sonuçlara önem veriyor?
Bu konu benim için önemli bir konu. Tabii, bu konuda gözlem yapan, düşünen çok insanımız olmuş. Ben süregiden bir çabanın bir halkasını oluşturuyorum.
Ziya Paşa'nın ünlü dizelerini hepimiz biliriz: "Diyar-ı küfrü gezdim, beldeler kâşâneler gördüm, / Dolaştım mülk-i İslâmı, bütün viraneler gördüm."
Ziya Paşa şöyle yazsaydı acaba nasıl bir etkisi olurdu diye düşünmekten kendimi alamıyorum: “Diyar-ı küfrü gezdim, araştıran, düşünen, üreten insanlar gördüm,/Dolaştım mülk-i İslamı, içi boşaltılmış yaşamlar gördüm.”
Peki, insanların içini boşaltan ne?
Doğan Cüceloğlu (22.03.2010)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İbrahim Tatlıses Filmleri

İbrahim Tatlıses Filmleri,İbrahim Tatlıses Filmleri izle,yeşilçam hülya avşar -İbrahim Tatlıses Filmleri,türk sineması İbrahim Tatlıses Filmleri,eski nostalji İbrahim Tatlıses Filmleri Bu Bölümde ibrahim Tatlisesin Cevirdigi Tüm Filmler Yeralmaktadir. Filmleri izleye Bilmek icin Resimlere Tiklayiniz. Bazi Filmler 2 Cd Olarak Eklenmistir. Filmin Devamini izleye Bilmek icin Hemen Yanindaki Resimi Tiklayarak Filme Devam Baka Bilirsiniz iyi izlemeler. Burdaki Filmler Tanitim Amaciyla Sunulmustur. Sanatcilara Destek Vermek icin Orjinal Cd lerini Satin Almanizi Tafsiye Ederiz. Sitemizdeki Filmlerimizin Yüzde 99 u Nostalji Agirlikli Filmlerdir. Alisan - 1982 ibrahim Tatlises - Yaprak Özdemiroglu - Yaman Okay - Savas Akova Ali Tutal - Zeynep Irgat - Alev Gürzap - Hamit Yildirim ALLAH ALLAH - 1987 ibrahim Tatlises - Melike Zobu - Mehmet Ali Erbil Neslihan Acar - Neriman Köksal - Hüseyin Kutman Asiksin - 1988 ibrahim Tatlise...

Engin Noyan Güzel Dua

 Yâ Berr! Yoktum yokluğumun farkında değildim İyilik ettin var eyledin beni Anılmıyordum anılmaya değer değildim İyilik ettin insan eyledin beni Bilmiyordum bilmediğimi bilmiyordum İyilik ettin kendini bilir eyledin beni Bilmiyordum senin farkında değildim İyilik ettin inanlardan eyledin beni Kimsesizdim kendime dost arıyordum İyilik ettin dostun eyledin beni Yetimdim sahibimi arıyordum İyilik ettin rahmetine çağırdın beni Hatalıyım pişmanlık duyuyorum

Ezo sözleri

Nurettin Rençber Ezo Şarkı Sözleri: Sordum seni yıldızlara ay ışığına  Dediler : " Tam bin yıldır görmedik onu"  Sordum kadim kitaplara tozlu raflara  Dediler : " O bizden önce buralardaydı"  Mağrur bir uçurum oldu kalbim  Sen gittin gideli buralardan  Ayrılık ne yaman bir ateşmiş  Ne olur dön gel Ezo  Oy Ezo ! Yalnızlık ezım Ezo  Oy Ezo ! Görmüyor gözüm Ezo  Oy Ezo ! Tutmuyor dizim Ezo  Tükendim dön gel Ezo  Ceylanları emziren bir peri gibi  Kollarında uyut beni İblis'e inat  Hey ! Rüzgarın sevgilisi , orman çiçeği  Hasretim sensin , gurbetim sen , günışığım sen  Mağrur bir uçurum oldu kalbim  Sesin döner içimde kurşun gibi  Ayrılık ne yaman bir ateşmiş  Ne olur dön gel Ezo  Söz - Müzik : Nurettin Rençber Ezo   Nurettin   Şarkı   S özleri